En son söyleyeceğimizi başta söyleyerek başlayalım: “muhasebe yetkilileri için mali haklarının tanımlanacağı kadroların oluşturulması, bunun yanında bu görevde geçirdikleri sürelerin serbest muhasebeci mali müşavirlik için staj olarak değerlendirilmesi şarttır.”
Milyarlık Bütçelere İmza Atıyorlar, Ya Karşılığı!
Kamu mali sisteminde, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile yapılan önemli değişikliklerden bir tanesi, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile uygulanan mali yönetim sistemi ile öngörülen sorumlulukların da değiştirilmesi olmuştur.
Özellikle, tahakkuk memuru, sayman ve ita amiri üçgeniyle gerçekleştirilen kamu giderlerine ilişkin sorumluluk zinciri, gerçekleştirme görevlileri, harcama yetkilisi ve muhasebe yetkilisi sorumluluk zincirine evrilmiştir.
Kamu gelirlerinin ve alacakların tahsili, giderlerin hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen değerler ile emanetlerin alınması, saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi, diğer tüm mali işlemlerin kayıtlarının yapılması ve raporlanması görevlerini yürüten ‘muhasebe yetkilileri’; özellikle bu hizmetlerin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumludurlar.
Muhasebe yetkilileri ödeme aşamasında, ödeme emri belgesi ve eki belgeler üzerinde bazı yükümlülükler altında görev icra ederler.
Eski mali sisteme göre, saymandan farklı olarak ödemenin mevzuata aykırı işlemler silsilesi ile yapılmasından sorumlulukları net bir şekilde düzenlenmemiş, diğer bir ifade ile yükümlülükleri arasında mevzuata aykırılık sayılmamıştır. Ancak, bu muhasebe yetkililerinin pür bir şekilde mevzuata aykırılıktan sorumlu tutulmayacağı anlamını taşımayacaktır.
Bunun yanında muhasebe yetkilileri aynı zamanda harcama birimlerince hazırlanan taşınırların değerlerinin muhasebe kayıtlarıyla uygunluğunu kontrol ederek onayladıktan sonra, harcama yetkilisine göndermekle görevli ve sorumlular.
Şimdiye kadar ifade ettiğimiz hususlar, kısaca muhasebe yetkililerinin sorumluluk ve yükümlülüklerini ortaya koyarak, başka bir hususu anlaşılır kılmak için ifade edilen hususlardı.
Muhasebe yetkililiği, bir kadroya bağlı olarak icra edilen bir görev olmadığından dolayı, 657 sayılı Kanunla öngörülen bir çok mali hakları bulunmamaktadır. İşgal ettikleri kadroda, muhasebe yetkilisi görevini icra etmeleri ile bu görev ile görevlendirilmemeleri mali haklarını etkilememektedir.
Diğer bir ifade ile sorumluluklarını yukarıda ifade ettiğimiz muhasebe yetkilileri, bu görev ve sorumluluklarından mütevellit ek mali haklara sahip değillerdir.
Muhasebe yetkilisi olarak atanabilmek için; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48 inci maddesinde belirtilenler memur olma şartlarının yanında;
a) En az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş olmak.
b) Kamu idarelerinin muhasebe hizmetlerinde en az dört yıl çalışmış olmak koşuluyla bu idarelerde muhasebe yetkilisi yardımcısı veya eşiti görevlerde bulunmak.
c) Muhasebe yetkilisi sertifikası almış olmak.
d) Aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olmak.
e) Görevin gerektirdiği bilgi ve temsil yeteneğine sahip olmak gerekmektedir.
Bunun yanında, belde ve nüfusu 25.000’in altında olan ilçe belediyeleri ile mahalli idare birliklerinde muhasebe yetkilisi görevini yürütmek üzere atanacakların en az lise mezunu olmaları ve kamu idarelerinin muhasebe hizmetlerinde en az dört yıl çalışmış olmaları yeter görülmektedir.
Bu derece sorumluluk yüklediğimiz, görevlendirilmesinde bir çok şart aradığımız “muhasebe yetkilileri”nin bu görevi yapmalarından kaynaklı ek göstergesi, mali hizmet tazminatı, ek ödemesi, yürüttüğü sorumluluğa eş değer mali sorumluluk zamları ve ek özel hizmet tazminatı almıyor olmasının büyük bir adaletsizlik olduğuna şüphe bulunmamaktadır.
Muhasebe hizmetlerinin yürütülmesinden ve muhasebe biriminin yönetiminden sorumlu, usulüne göre atanmış sertifikalı yönetici olarak tanımlanan muhasebe yetkilisinin, esas itibariyle atanacağı bir kadro unvanı olmadığından mevcut kadrosu üzerinden, usulüne uygun bir şekilde sertifika almış olması kaydıyla muhasebe yetkilisi olarak görevlendirilir. Böyle olduğu içindir ki, yani bir kadroya bağlı olarak muhasebe yetkililiği görevlerini yerine getirmedikleri, daha doğrusu “Muhasebe Yetkililiği” bir kadro olmadığı için, bu görev dolayısıyla belirttiğimiz mali haklardan, sadece mevcut kadrolarındakileri alabilmektedirler.
Bir an düşünsenize, iki memurun bulundukları kadrolar aynı, biri aynı zamanda muhasebe yetkilisi, ama ikisi de aynı mali haklara sahipler. Büyük bir adaletsizlik değil mi?
Muhasebe yetkilileri kısaca, altına imza attıkları milyonlarca miktardaki ödemelerden yüklendikleri sorumluluğun karşılığı olması gereken mali haklara sahip değildirler.
Bu nedenle, muhasebe yetkililiği kadroya bağlı bir görev haline getirilmeli, sorumluluklarına eş değer ek mali haklar tanınmalıdır.
Görev Süreleri, Mali Müşavirlik İçin Stajdan Sayılmıyor!
Bilindiği üzere; serbest muhasebeci mali müşavir olabilmek için Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nda bazı şartlar öngörülmüştür. Bu şartlardan bir tanesi de, “en az üç yıl staj yapmış olmak”tır.
Söz konusu Kanunda; kamu kuruluşlarının veya bilanço esasında defter tutan özel kuruluşların muhasebe birimlerinde birinci derece imza yetkisini haiz, muhasebenin fiilen sevk ve idare edilmesinden veya mali denetiminden sorumlu bulunanların bu hizmetlerde geçen süreleri ile bu birimlerde görev yapan serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirlerin gözetim ve denetiminde bunların sayısını geçmemek üzere, oda nezdinde staj dosyası açtırmış ve staja başlama sınavını kazanmış olan aday meslek mensuplarının staja başlama sınavını kazandıkları tarihten itibaren, staj koşullarını yerine getirmeleri halinde bu hizmetlerde geçen sürelerinin staj süresinden sayılacağı; yine Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Serbest Muhasebecilik Staj Yönetmeliğinde, kamu kuruluşlarının veya bilanço esasında defter tutan kuruluşların muhasebe birimlerinde birinci derece imza yetkisini haiz, muhasebenin fiilen sevk ve idare edilmesinden veya mali denetiminden sorumlu bulunanların bu hizmetlerinde geçen süreleri staj süresinden sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Belediyelerdeki muhasebe yetkilileri, yukarıda sayılan bir çok konuda yetkili ve sorumlu olmalarına rağmen, bu görevde geçirdikleri süreler, mali müşavirlik sınavına girmek için gerekli stajdan sayılmamaktadır. Daha doğrusu TÜRMOB, yani Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği belediyelerdeki muhasebe yetkililerinin bu görevde geçirdikleri süreleri, serbest muhasebeci mali müşavirlik için gerekli olan staj süresinden kabul etmemektedir. TÜRMOB’un, bu yanlışından dönerek muhasebe yetkililerinin bu görevde geçirdikleri süreleri, staj süresinden kabul etmesi şarttır. Kanaatimize göre, yasal düzenlemelerde buna bir engel bulunmamaktadır, eğer tereddütler devam edecekse, ilgili yönetmelikte değişiklik yapılarak muhasebe yetkililerine bu hak tereddütsüz bir şekilde verilmelidir.
Velhasıl; muhasebe yetkilileri için yukarıda belirlediğimiz mali hakların tanımlanacağı kadroların oluşturulması, bunun yanında bu görevde geçirdikleri sürelerin serbest muhasebeci mali müşavirlik için staj olarak değerlendirilmesi şarttır ve kesinlikle bu konuda bir düzenleme yapılmalıdır.
Halil MEMİŞ: "Mahalli İdarelerdeki Şirket İşçilerine Kadro Verilmeli ve İnsan Kaynakları Şirketleri Tasfiye Edilmelidir!"#şirketişçici #belediyeşirketişçisi #kadro #belediye#miargem Türkiye'nin #MahalliİdarelerPlatformu
DETAYLAR👇https://t.co/QoNckhehmC
— Halil MEMİŞ 🇹🇷 (@HalilMemisTR) January 13, 2022